Çatı Sanayici ve İş Adamları Derneği (ÇATIDER) Yönetim Kurulu Başkanı Yaşar Şenal, Dünya Şehircilik Günü nedeniyle yaptığı açıklamada çatıların, yapı güvenliği kadar estetik açıdan da büyük önem taşıdığını, standartlardan uzak ve kalitesiz çatıların yapı güvenliğine olumsuz etkisinin yanı sıra görüntü kirliliği de oluşturduğunu söyledi. Şenal, şöyle konuştu:
“Planlı bir şehirleşmede, yapı kalitesi ve estetiği ayrılmaz bir bütündür. Geçmişten günümüze miras olarak taşınan birçok yapı ve çatıları, hala etkileyici bir estetiğe sahip. Bugün ise çok başarılı örneklerin yanı sıra standartlardan uzak, kalitesiz ve kent estetiğine gölge düşüren binlerce çatı var. Modern, sağlıklı, güçlü, tasarruflu ve estetik yapılar için uzman kuruluşların yaptığı çatılara ihtiyacımız var. Yapının en önemli bölümlerinden biri olan çatılar, inşa sürecinde zaman zaman en az dikkat edilen unsurlardan biri olarak görülebiliyor. Bu hatalı bakış, binalarımız kadar şehirler için de önemli bir sorun teşkil ediyor.”
Çatıların sadece iklimsel koşullardan korunma sağlayan unsur değil, aynı zamanda o çevreyle iletişim kurmada da faydalı bir unsur olduğunun altını çizen Şenal, ”Çatının çevresiyle kurduğu ilişki, insanlarda bıraktığı estetik algı, yüzey alanının nerede başlayıp nerede bitmesi gerektiği, mimarlarımız tarafından çok iyi yorumlanıyor” dedi.
Şehirdeki yapısal sorunlara planlı çözüm
Planlı ve bilinçli şehirleşme için kentsel dönüşümün fırsat olduğunu vurgulayan Şenal, ”Özellikle büyük şehirlerde yaşanılan çarpık kentleşme ve beraberinde gelen yapısal sorunları planlı kentsel dönüşüm çalışmalarıyla ortadan kaldırmak mümkün. Bu noktada önemli olan yenilenecek yapıları; şehrin mimarisine uygun, her türlü teknik altyapıya sahip ve sürdürülebilirlik ilkesi çerçevesinde planlanmaktır. Kaynaklarımızın sınırlı hale geldiği bir dünyada planlamalarımızı yaparken belirli kıstasları dikkate alıp kullanılan ürünlerin, maksimum seviyede fayda sağlayabilir hale dönüştürülmesi, buna yönelik planlamaların yapılması gerekliliği söz konusu’’ dedi.
Renovasyon önemli
Kentsel dönüşüm ile ilgili son bir yıl içerisinde yapılan düzenlemelerin geçmişe kıyasla çok daha iyi bir zemine oturduğunu söyleyen Şenal, şöyle konuştu:
“Önceki uygulamalarda binanın yıkılması sırasında kazanılabilecek alanlar gözetilmedi. Belli bölgelerde çok da yaşlı olmayan bir yapı stokuna sahibiz, dolayısıyla ilk plan yıkmak olmamalı. Kentsel dönüşüm planının genç yapı bloğunda çeşitli şekillerde uygulanabilir olması gerekir. Yapıların yıkılıp yeniden yapılması yerine yapının korunabilir kısımları bırakılarak, önümüzdeki yıllarda ihtiyaçları karşılayacak şekilde yenileme yapmak gerekir.
İlk yapılan kentsel dönüşüm örnekleri, yeni ve albenisi yüksek binalarla sınırlı kaldı. Oysa binalar, dışarıdan gördüğümüz, penceresi, kapısı, duvarı olan yapılardan ibaret değil. Yalıtım, duvarların içindeki elektrik tesisatları gibi görülmeyen noktalar da büyük önem taşıyor. Örneğin teknoloji çağındayız, internetler kontrol edilen akıllı cihazlar evlerimizde, hayatımızı kolaylaştırıyor. Her aile bireyinin kendine ait elektronik cihazları var. Tüm bu cihazların elektrik ihtiyaçlarını karşılayacak kapasiteye ve sonraki dönem ihtiyaçlarına da yanıt verebilecek tesisat montajı yapılmalı. Altyapı, tesisat kısımlarının, ihtiyaçları sağlayabilecek formata dönüştürülmesi şart. Dönüşüm, ihtiyaçların gözetildiği, yapı bloğunu yıkmak yerine, kullanılabilir tarafları koruyup ihtiyaçları da gözeterek daha elverişli yapıların ülkemize kazandırılması yönünde olmalı.”
Yapılarımız ve şehirlerimiz kaliteli çatıyı hak ediyor
Şenal, çatı yapımı ve kaplanması konularının binaların yapım aşamasında gerektiği kadar önemsenmemesi ve ucuza bitirilmek istenmesinin sorunun kaynağını oluşturduğunu ifade ederek şöyle konuştu:
“Kalitenin daha arka planda kaldığı, uygulamanın daha az önemsendiği ama maliyetin daha ön planda olduğu bir yaklaşım, olumsuz sonuçların ortaya çıkmasında önemli bir etken haline dönüşebiliyor. Ekonomi elbette dikkate alınması gereken önemli bir konu. Ancak işin ekonomik boyutuna, uygulanabilir vasıftaki ürün ve işçilik kalitesinin seçiminden sonra bakmak gerekir. Bu yapılmazsa, çok kısa süre içerisinde tamirat, bakım gibi ilave masraflarla karşılaşmak durumunda kalabiliyoruz.
Çatıların doğru malzeme seçimi, doğru yalıtım sistemleri ile çatı konusunda yetkin sertifikalı ustalara yaptırılması, uzun vadede daha ekonomik ve daha düşük maliyetli bir çözüm oluşturur ve şehir estetiğine aykırı bir görüntü oluşturmaz. Tüketiciler, merdiven altı ürünlerden kaçınıp, sertifikalı, CE belgeli ürünleri tercih etmeli ve uygulamaları uzman kişilere yaptırmalıdır. Ülkemizde çatı kaplama malzemeleri özellik, kalite ve çeşit açısından gün geçtikçe zenginleşiyor. Örnek vermek gerekirse, beton ve kil kiremitlerde çatı sistem çözümleri çok iyi bir noktaya geldi. Seramik, arduaz çatı kaplama malzemeleri piyasada uzun süredir kullanımda, metal esaslı çatı ve cephe kaplamalarıyla sanayi, ticaret yapıları ile sosyal yapılar yeni yüzlere kavuştu. Doğru ve kaliteli çatıyı binalarımız kadar şehirlerimiz de hak ediyor.”
Çatı araları da şehir planlamasının bir parçası olmalı
Türkiye’de çatı aralarının da verimli şekilde kullanılması gerektiğini savunan Şenal şöyle devam etti:
“Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından yayımlanan Yeni Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliği’nde bir yenilik yapılarak 'Çatı eğimleri, kullanılacak çatı malzemesi ile yörenin mimari özelliği ve iklim şartları dikkate alınarak ilgili idarenin tasvibi ile tayin edilir' maddesi ilave edildi. Ancak çatının eğiminin tek başına artırılması, çatı aralarının bağımsız bölüm olarak kullanılamamasına neden oluyor. Kullanılmak istendiği takdirde altındaki kat ile bağlantılı olması şartı çatı aralarının verimli olarak kullanılmasını engelliyor.”