AGC Hukuk Bürosu’nun Mall of İstanbul Residence’da konumlandırdığı yeni merkezinin tasarımında mimar Mehmet Gülbey’in imzası var. Tasarımın çıkış noktasının el yapımı kompozit bir şövalye olduğunu belirten Gülbey, çalışanların motivasyonunu arttırmak, danışanların da gerginliğini ortadan kaldırmak için kullanılan malzeme, renk, akustik gibi detaylara önem verdiklerini söyledi.
AGC Hukuk Bürosu’nun kurucusu Avukat Cevat Kazma da merkez ofislerini Mall Of İstanbul Residence olarak belirlemelerindeki nedeni şöyle açıkladı: “Mecidiyeköy-Mahmutbey metro hattının, 3. Havalimanı ve 3. Köprünün kullanıma açılmasıyla birlikte İstanbul Kuzey aksa doğru yayılacaktır. Şuanda yapılmakta olan proje ve merkezler de dikkate alındığında Türkiye’nin en büyük AVM ve Yaşam Merkezi olan Mall of İstanbul’un bulunduğu Basın Ekspres yolu ve çevresinin Yeni Maslak olarak nitelendirilebilecek önemli bir merkeze dönüşeceğini göz önüne alarak Merkez ofisimizi bu bölgede konumlandırma kararı aldık.”
Hem Çalışanlar Hem Danışanlar Düşünüldü
İç mekân tasarımının insan psikolojisi üzerinde oldukça güçlü etkileri bulunuyor. Kullanılan renkler, ışık, mekanın akustiği mekanlarda pozitif ya da negatif algı oluşturabiliyor. Çalışma alanlarında bu durum daha da öne çıkıyor. Örneğin canlı renklerin kullanıldığı alanlarda daha yaratıcı bir ortam oluşurken, sade ve koyu renklerin hakim olduğu alanlarda motivasyon ve ciddiyet daha kolay yakalanabiliyor. Çalışma alanları genellikle çalışanlar göz önünde bulundurularak tasarlanır. Ancak bazı çalışma alanlarında o alana gelecek müşteriler, danışanlar da göz önünde bulundurularak tasarlanmalı. Örneğin hukuk büroları.
Mimar Mehmet Gülbey de tasarımını gerçekleştirdiği AGC Hukuk Bürosu’nda nasıl hareket ettiklerini anlattı: “Hukuk bürolarına giden kişiler, davalı ya da davacı hangi sebeple olursa olsun bir telaş veya gerginlik içinde bulunuyor. Biz bu ofisi tasarlarken tasarımda bu gerginliği ortadan kaldıracak etmenler üzerinde yoğunlaştık. Örneğin ortamdaki fazla ışık, yankı yapan konuşmalar gerginlik yaratır, var olan gerginliği arttırır. Tavanda yer alan girdi çıktılarla, ahşap bölme duvarlar ile yankıyı azaltırken, aydınlatmaları da gerektiği alana gerektiği kadar ışık seviyesi verecek şekilde kullandık.”
Tasarımda koyu renk tercih etmelerinin sebeplerini de ifade eden Gülbey, “Ortam ışığını istediğimiz düzeyde tutabilmek için tavan ve zeminde siyah rengi kullandık. Koyu tonlar doğru kullanıldığı takdirde çalışma ortamlarını daha verimli alanlara dönüştüren renklerdir.” dedi.
Gülbey, AGC Hukuk Bürosu’nu neden bir şövalye heykeli üzerinden hareket ederek tasarladıklarını da açıkladı: “Şövalyeliğin 10 altın kuralı olduğu bilinir. Bu kurallar adalete dayanır ve şövalyeler ortaçağın adalet sağlayıcısıdır. AGC Hukuk Bürosu’nu da günümüzün şövalyesi olarak gördük. Tasarımımıza bu tema üzerinden yön verdik. Büronun ana girişinde el yapımı kompozit bir şövalye sizi karşılıyor ve bu düzen tüm büronun içinde devam ediyor.”