Bankaların kredi başvurusu yapan tüketicilerin önüne koydukları sigorta yapma zorunluluğunun hukuka aykırı bir işlem olduğu ortaya çıktı. Avukat Cevat Kazma, “Hayat sigortası, konut sigortası gibi isimler altında kullanılan krediden tahsil edilen bedelin hiçbir yasal dayanağı yoktur” dedi ve 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun’un 29. ve 38. maddelerini hatırlattı. Bu maddelerde tüketicinin açık talebi olmaksızın kredi ile ilgili sigorta yaptırılamayacağı net bir şekilde belirtiliyor.
Nakit ihtiyacı olan her tüketicinin ilk başvuru noktası bankalar oluyor. Türkiye’de son 10 yılda 80 milyon adet kredi başvurusu yapılması da bankaların nakit ihtiyacında ne kadar önemli bir rol oynadığını gösteriyor.
Bununla birlikte tüketicilerin en çok şikayetçi olduğu kurumlar da yine bankalar oluyor. Kredi kartı aidatları, kredi dosya masrafları gibi alanlar şikayetlerin ana başlıklarını oluşturuyor. Yeni şikayet konusu ise, kredi kullanımı sırasında “zorunlu” gibi gösterilerek imzalatılan sigorta sözleşmeleri.
Tüketici “Açıkça” Talep Etmeli
Avukat Cevat Kazma, kredi kullanırken yapılması zorunlu bir sigorta sözleşmesi olmadığını, sadece konut kredisi kullanımında DASK yapılması gerektiğini vurguladı. Hayat sigortası, konut sigortası gibi isimler altında yapılan diğer tüm sigorta sözleşmelerinin bankaların gelir kaynağı haline geldiğini belirtti.
“Tüketicilerin nakde ihtiyacı bulunduğu için, sözleşme şartı gibi gösterilen sigorta uygulamalarını mecburen kabul ediyor. Oysa yürürlükteki 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 29. ve 38. maddelerinin açık hükmü gereğince, gerek tüketici kredisi sözleşmeleri gerekse konut kredisi sözleşmelerinde tüketicinin açık talebi olmaksızın kredi ile ilgili sigorta yaptırılamayacağı belirtiliyor.” diyen Cevat Kazma, hayat sigortası, konut sigortası gibi sigorta sözleşmelerinin kanunen tüketicinin isteğine bağlı olduğunu vurguladı.
Üstelik bankalar bunun bir zorunluluk olmadığını sözleşme öncesi tüketiciye sunacağı bilgi formunda en az 16 punto ve koyu harfler ile yazılı olarak belirtmek zorunda.
Avukat Cevat Kazma, mevcut uygulamanın sözleşmeler hukukunun en temel ilkesi olan eşitlik ilkesine de aykırı olduğunu ve tüketicinin özgürlüğünü yok saydığını sözlerine ekledi.