Yapı Kredi açıklamasına göre, Yapı Kredi Bankacılık Akademisi, UniCredit ve Universities Foundation işbirliğiyle “Avrupa Birliği Ülkeleri ve Diğer Ülkelerde Bankacılık Sektörü ve Olası Gelişmeler” konferansı düzenledi. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Mehmet Yörükoğlu ve Yapı Kredi Baş Ekonomisti Dr. Cevdet Akçay’ın konuşmacı olarak katıldığı etkinliğe yurtiçi ve yurtdışından akademisyenler katıldı.
Konferansta, “Geçici Sermaye Akışı: Gelişmekte Olan Ülkeler İçin Politika Mücadelesi” başlıklı bir sunum yapan Yörükoğlu, “Türkiye’de sermaye akışlarının büyüklüğü ve değişkenliği, kriz sonrası dönemde daha da arttı. Bu, ağırlıklı olarak global etkenler sonucu gerçekleşen bir durum. Sınır ötesi sermaye akışlarının değişkenliğinin artması nedeniyle Merkez Bankası olarak enflasyon hedeflemesi sistemimize finansal denge katacak şekilde politikalarımızı revize ettik. Bu sayede sınır ötesi sermaye akışlarının oluşturduğu değiş tokuşların gerçekleştirilmesini kolaylaştırdık” şeklinde konuştu.
Yapı Kredi Baş Ekonomisti Akçay da “Rejim Değişikliği, Yapısal Ara veya Yeni Normal: Hem Global, Hem Yerel Olan Bir Konu” başlıklı bir sunum yaptı. “Normalleşme” konusunda ünlü ekonomistler Paul Krugman ve Larry Summers arasındaki tartışmalara değinen Akçay, “Gelişmekte olan ülkelerin merkez bankaları yönetilen dalgalı kur rejimini tercih ediyor. Ülkeler, krizde yabancı kura müdahale ve sermaye kontrolleri gibi bütün araçları kullandılar. Elde edilen sonuçlar, mükemmel bir şekilde olmasa da bu araçların işe yaradığını gösterdi. İleriye baktığımızda ise asıl gereken, bu ikisinin nasıl birleştirilebileceğini anlamak” ifadelerini kullandı.
“Avro Bölgesindeki Merkez Bankalarının Mevcut Sorunları” başlıklı bir sunum yapan Oesterreichische Nationalbank Ekonomik Analiz Departmanı Kurulu Başkanı Dr. Ernest Gnan ise şunları kaydetti:
“Beklenmedik durumlarla başa çıkabilmek doğrultusunda Avrupa Merkez Bankasının uygulama çerçevesi oldukça esnek. Hedefi, para politikası transmisyon mekanizmasının devamını sağlamak ve iyileştirmek. Bu da sabit oran, karşılıklı teminat olarak kullanılabilecek varlık listesinin genişletilmesi, daha uzun dönem likidite provizyonları, yabancı döviz kurlarında likidite provizyonları gibi araçların kullanılmasıyla yapılacak.