Çelik sektörü, “piyasada inşaat demiri yok, fiyatlar pahalı” iddialarını kabul etmiyor. Müteahhitlerin referandum öncesi taleplerini erteleyip referandum sonrası inşaat çeliğine hücum etmesinin sıkıntıyı beraberinde getirdiğini belirten Çelik İhracatçıları Birliği Başkanı Namık Ekinci, “İnşaatçılar projelerinin zamanını ve gereken ürün miktarını bilmelerine rağmen taleplerini ertelediler. Müteahhitlerin referandum öncesi ve sonrası taleplerini birleştirip aynı anda hepsini birden istemesi ve ayrıca referandum öncesi mecburen ihracata satış yapılmasının da birleşmesi ile birlikte üreticiler geçici talep yığılmasıyla karşı karşıya kaldılar. Ancak bu sorunu giderebilmek için çelik üreticisi firmalarımız ihracatlarını durdurarak üretimlerini iç piyasa yönlendirdiler. Karaborsa iddialarını kesinlikle kabul etmiyoruz. İnşaat çeliğinde şu an stokta ürün yok buna rağmen gelen talebi karşılayabiliyoruz. Asıl üzerinde düşünülmesi gereken konu üretilen konut ve binaların satışındaki zorlukların ne kadar zamandan beri devam ettiğidir. Çelik sektörü kısır hesaplar için günah keçisi yapılmamalıdır” dedi.
Çelik İhracatçıları Birliği verilerine göre 2017 yılının Ocak-Mayıs döneminde inşaat çeliği ihracatı geçen senenin aynı dönemine göre yüzde 10,3 azalış ile 2,7 milyon ton oldu. 2017 yılı Mayıs ayı inşaat çeliği ihracatı 2016 yılının aynı dönemine göre yüzde 26,8 azalarak 403 bin ton olarak gerçekleşti.
İnşaat çeliği ihracatındaki düşüşe rağmen üretimdeki artışın ürünlerin iç piyasaya verildiğini gösterdiğini söyleyen Çelik İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Namık Ekinci, “Şu an yaşanan sıkıntı her seçim öncesinde oluşan belirsizlikler sebebi ile inşaat çeliğine olan iç talebin ertelenmesinden kaynaklandı. Müteahhitler projelerinin zamanını, hangi ebatlarda ve ne kadar ürüne ihtiyacı olduğunu bildikleri halde talepte bulunmadılar. Referandum öncesinde ertelenen ve biriken taleplerin, referandumdan bu yana olan kısa süreç içinde uygulamaya konulması ile yurt içi inşaat çeliği talebinde artış yaşadık. Karaborsacılık iddiaları ise kesinlikle kabul edilemez. Sektörümüzün şu an inşaat çeliği stoku yok. Buna rağmen inşaat sektörünün taleplerini karşılayabiliyoruz. İnşaat sektörü temsilcilerinin çelik sektörünü suçlamadan önce taleplerini, üreticilerle anlaşarak planlamaları gerekirdi. Plansız bir şekilde hareket edilmesi sektörde sıkıntıya neden oldu. Yaşanan sıkıntı geçici olmasına rağmen bir bardak suda fırtına koparılmasına anlam veremiyoruz” dedi.
Çelik sektörü için önceliğin iç piyasa olduğunu altını çizen Namık Ekinci, “Günün 5 saatine tekabül eden süreçte yapılan üretimde tüketilen elektrik enerjisi ton başına 25 dolar ilave maliyet artışı getirmesine rağmen üreticilerimiz konunun olgunluk içinde çözüme kavuşması için puant saatlerde de üretime devam etti. Üretilen konut ve binaların satışındaki zorluklar ne zamandan beri devam ediyor onu da hatırlamalı. Sektörümüzü kısır hesaplar için günah keçisi yapmanın anlamı yok. Şeffaf ve diyaloga açık bir sektörüz. Tüm platformlarda konuyu tartışmaya ve karşılıklı değerlendirmeye açık olmamıza rağmen görüşme taleplerimize halen yanıt alabilmiş değiliz. Konuyu tartışmak her iki taraf için faydalı olacağı gibi kamuoyunun da gerçek anlamda bilgilenmesi mümkün olabilecektir” diye konuştu.
Fiyat artışları ile ilgili iddiaları da eleştiren ÇİB Başkanı Namık Ekinci açıklamalarını şu sözlerle bitirdi: “Sektörümüzün uluslararası piyasa koşullarından farklı hareket etmesi mümkün değil. Hammaddesinin yüzde 70’ini ithal eden sektörümüz, uluslararası fiyat oluşumlarından elbette etkileniyor. Hurdanın tonu yüzde 75 oranında artarak 570 TL’lerden 1004 TL’ye geldi. İnşaat çeliği ise aynı süreçte yüzde 55 artarak oluşan zararı sineye çekti. Bu sebeplerden dolayı maliyet artışlarının fiyatlarımıza yansıması çok normaldir. Ayrıca dolar kurundaki artış da mamul ürün fiyatlarındaki artışın önemli sebeplerinden biridir.