Beşeri ilerleme döngülerini, iş-yaşam arasındaki değişen dengeyi, yeni yaşam formlarına geçişi dünyadaki trendler ve örnekler ile özetleyen Jointidea kurucusu Markus Lehto, sürücüsüz araçların, yapay zekanın, 3-D yazıcıların bizi farklı bir mekan kurgusuna zorladığını ifade etti. Medeniyet gelişiminin doğrusal mı, yoksa döngüsel mi olduğuna dair fikirler paylaşıldı. Katılımcılardan Epositive kurucusu ve DKY ON konseptinin geliştiricisi Hakan Malak, geçmişin ‘mimari ölçek’ fikrinden bugüne başarıyla aktarılabilecek unsurlar olduğunu söyledi.
Mimar Burak Ünder halihazırda devam eden projeleri üzerinden gayrimenkulün geleceğine dair paylaşımlarda bulundu. ‘WorkSpace’ başlığı altında, çalışma alanlarımızın tasarımının temel belirleyicisinin çalışma şeklimiz olduğunu aktardı. Teknoloji ve iletişimin yüksek etkisinin yeni jenerasyon tarafından belirlendiğini dolayısıyla ‘millenyal’ denilen yeni kuşağın taleplerinin dikkate alınması gerektiğini iletti. Otomasyon (artificial intelligence) ve insan faktörünün (EQ) doğru bir şekilde harmanlanmasının başarılı bir gelecek için kaçınılmaz olduğunu belirtti. ‘LivingSpace’ başlığında ise, konut ihtiyacımızın artık basit bir sığınak/temel bir barınma ihtiyacının çok çok ötesine gittiğini, gayrimenkulde konutun yeni yaşam tercihlerimizle yeniden ele alınması gerektiğini aktardı. Konut tasarlarken temel anlayış olan metrekareler ve daire tiplerinden başlamaktan ziyade, nihai ürünün esas belirleyicisinin, insan merkezli bir düşünce yapısını geliştirmek, ve bulunduğu çevresel, doğal verilerden başlamak olduğunu da sözlerine ekledi.
GAD Mimarlık partnerlerinden Mustafa Kemal Kayış ise sunumunda teknolojik ve sosyolojik değişimleri veriler ışığında analiz etti ve bunun çeşitli gayrimenkul türlerine olan etkisini ifade etti. Günümüz gençliğinin (Y ve Z kuşakları yada Milenyaller) tercihlerinde etkin olan unsurları ve bunların yeni mimari projelere yansımasını anlattı. Sürdürülebilirlik, esneklik, yenilikçilik gibi konuların önemini vurguladı.
GİSP Başkanı Hakan Gümüş, ‘Yeni Neslin Gayrimenkul Beklentileri’ oturumunu konunun bizzat muhatabı GENÇ GİSP üyeleriyle birlikte yapmanın önemini vurguladı. Kent merkezine yakın olmayı arzu eden, sosyalleşme mekanlarına metroyla gitmek isteyen, çamaşır, temizlik gibi hizmetleri almak isteyen gençler için farklı mekan tasarımlarına gidilmesi gerektiğini belirtti. ‘Sahip olma’ fikrinin evrildiğini, bir ev satın almak için 30 sene borç ödeyen anne-babaların çocuklarının artık, dünyayı gezmek adına daha küçük, kiralık evlerde oturmaya razı olduğunu ve daha esnek bir hayat modeli kurduğunu vurguladı.
GİSP, yuvarlak masa oturumlarına 27 Şubat Pazartesi günü, ‘Markalı Gayrimenkul Yatırımları’ konusuyla devam edecek.