Başkent’te, özellikle orta-üst ve üst gelir grubu konut tercihini geniş villalara kaydırıyor. Toprağa temas etmek, doğa ile içiçe olmak, kentin gürültüsü ve karmaşasından uzaklaşmak isteyen aileler, bu yolla evcil hayvanlarını rahatlıkla besleyebildiklerini, çocuklarının daha özgür ortamda yetiştiklerini ifade ediyorlar.
Son yıllarda yüksek rant elde etme amacıyla kentin genelinde yatay konutların yerlerini kule tipi binalara bıraktığını, bu nedenle doğa ve insan merkezli projelendirme yapabilecek alan sayısının oldukça azaldığını ifade eden İnşaat Yüksek Mühendisi İlker Yılmaz, şöyle devam etti:
“Çalışmalarımızı Gölbaşı ve çevresinde yoğunlaştırmamızın en büyük nedeni Mogan gölü ve çevresinde RAMSAR Sulak Alanlar Koruma Sözleşmesi gereği çok katlı yapılaşmaya izin verilmemesi. Gölbaşı Belediye Başkanı Fatih Duruay'ın Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile gölde yürüttüğü temizleme çalışmalarıyla da bölge Ankara’nın yatay mimariye en uygun doğal alanı haline geldi. Günümüzde böyle bölgeler bulmak neredeyse imkansız. Gerek doğası gerek yüksek katlı yapılaşmanın uluslararası sözleşme gereği mümkün olmaması nedeniyle, büyük evde yaşamak, toprağa basmak, temiz hava solumak isteyenler için en doğru yer Gölbaşı. Son dönemde villa projelerinin burada yoğunlaşması da bunun en büyük göstergesi.“
-“ALICILAR KİŞİSELLEŞTİRİLMİŞ YAŞAM ALANI ARIYOR”
Gölbaşı’ndaki projelerin kalite çıtasının her yıl arttığına da işaret eden Yılmaz, bölgenin Ankara’nın üst gelir grubundan kişilerin buluşma yeri haline geldiğini ifade etti. Yılmaz, “Konut alıcısı artık kişiselleştirilmiş yaşam alanları arıyor. Örneğin proje müdürlüğünü yaptığım Kuğu Gölü Villaları, yaşam alanlarından, lokasyona kadar yaşamı kolaylaştıran ve konforu artıran her detay düşünülerek tasarlandı. Gölbaşı, böyle projelerle kısa gelecekte Ankara’nın en seçkin semti haline gelecek” dedi.