Bayram Sağlam konuyla ilgili şöyle konuştu;
Öncelikle sosyal devlet anlayışının bir gereği olarak asgari ücret konusu üzerinde hassasiyetle durulmasını gerekir. Sosyo-ekonomik hayatın dengeleyicisi olan ücret konusuna işveren ve işçi penceresinden bakıldığında iki farklı durum ortaya çıkmaktadır. İşçi ücreti gelir olarak görmekteyken işveren bir maliyet unsuru olarak değerlendirmektedir. Oysaki işveren olarak bizler çalışanlarımıza ödediğimiz ücretleri birer maliyet unsuru olmaktansa bir insan kaynağı yatırımı olarak görmeliyiz. Çünkü sermaye biriktirmek kadar insan biriktirmek de bir işletmenin büyüme potansiyelini arttırması açısından kritiktir.
İşçi ve işveren arasındaki ücret pazarlığında dengeyi yakalamak istihdam açısından en iyi koşulları da beraberinde getirir. Ancak, devletin asgari ücret belirlemesi bu dengeye dışarıdan müdahale anlamına gelir. Bu müdahale sosyal bakımdan uygun bir yaşam seviyesini işçiye sağlamakta ancak işveren açısından maliyet dezavantajı oluşturabilmektedir.
Dolayısıyla ekonomi yönetimindeki başarısını tüm kesimlerin kabul ettiği hükümetimizin belirlediği 1300 TL rakamını gelişigüzel telaffuz etmediği, hassas bir dengeyi gözeterek, teknik bir analizin sonucu olarak ortaya koyduğu kanaatindeyim.
Asgari ücret artışı getireceği motivasyonla birlikte işçinin üretkenliğini arttıracaktır. Ancak, asgari ücret seviyesindeki dengenin işveren aleyhine kaymaması açısından devletin belli vergi muafiyetlerini de gerektiğinde dengeleyici faktör olarak kullanması gerekebilir.
www.bakirciyapi.com