1900 – 1914 yılları arasında Barselona burjuvazisine yönelik villalardan oluşacak projede sadece iki villa satılabilmiştir. 1922 yılında proje arazisi belediyeye satılmış ve 1926 yılında Park Güell adıyla park ve müze olarak hizmete açılmıştır.
Yapıldığı döneminde talep görmeyen, bugün dünyanın her ülkesinden yüzbinlerce turistin ziyaret ettiği, 1984 yılında Unesco’nun dünya mirası olarak korunmaya aldığı, bu proje başarılı mı, başarısız mı? Sizler karar verin:
Barselona, merkezinde 1,6 milyon nüfusu barındıran, ilçe belediyeler ve diğer bağlı bölgeler ile birlikte metropoliten alan nüfusu 4 milyona yaklaşan; toplam nüfusu 44 milyon olan İspanya’nın, Madrid’den sonra ikinci büyük kentidir. Barselona’nın nüfusu 1800 yıllardan itibaren oldukça hızlı artmıştır. 1800 yılında nüfusu 115 bin olan kentin 1900 yılındaki nüfusu 500 bine ulaşmıştır; 1930’a gelindiğinde yaklaşık 1 milyondur.
Barselona'nın hızlı büyümesine neden olan sanayileşme, kalabalık bir ortam, sağlıksız yapılar ve yoğun hava kirliliği problemini doğurmuştur. 1860’larda şehrin bütün etrafını saran şehir duvarları yıkılmış ve mühendis Ildefons Cerdà tarafından tasarlanan, Eixample bölgesine şehrin genişlemesini öngören şehir planı kabul edilmiştir. Avrupa'nın en büyük 19. yüzyıl kent geliştirme projesi olan bu plana uygun olarak Barcelona 1860 yılından bu yana olağanüstü bir şekilde büyümüştür.
Park Güell’in Hikayesi
Güell Parkı (Park Güell), Katalonya’nın ve Katalan Modernizmi (Art Nouveau) Sanatı’nın en önemli temsilcisi Antoni Gaudi’nin Eusebi Güell adında bir sanayici iş adamının talebi üzerine tasarladığı gayrimenkul geliştirme projesidir. Proje 1900 yılında başlar ancak projedeki villalardan sadece ikisi satılır. 1914 yılında 1. Dünya savaşının getirdiği finansal sıkıntılarla proje ticari açıdan başarısızlıkla sonuçlanır.
Eusebi Güell, Muntanya Pelada (çıplak dağ) olarak bilinen bölgede; şehrin bu bölgeye doğru gelişeceğini düşünerek 17 hektarlık alana bahçe kent yaklaşımı ile Barselona burjuvazisine yönelik bir gayrimenkul geliştirme projesi yaptırmak istemiştir. Tepe konumu ile Akdeniz ve Barselona Ovası'nın muhteşem manzarasına sahip, temiz havası ile rakipsiz arazi için çalışmalarını takdir ettiği ve desteklediği Gauidi ile görüşmüştür. Projede yüksek kalitede villalar inşa edilmesinde, son teknolojilerin kullanılmasında, maksimum konforun sağlanmasında ve artistik bir yaklaşımla bütünleştirilmesinde anlaşmışlardır. Güell, proje içinde yeşil alanların korunması ve geliştirilmesine çok önem vermekteydi. Güell ve Gaudi projenin bir park içinde olması konusunda hemfikirdiler. Bu nedenle arazide oldukça az doğal yeşilliklerin korunması ve su sıkıntısına önlemler de projeye eklenmişti. Güell, İngiltere’de yeni bir akım olan “bahçe kent” modelinden etkilenmiş ve bu nedenle projeyi de “Park Güell” olarak İngilizce isimlendirmiştir. Gaudi, 60 villa ve sosyal tesislerden oluşan bir proje hazırlamıştır.
Arazi üçgen biçimli parseller şeklinde 60 adet parsellerden oluşmaktaydı. Binaların yapım şartnamelerini, kurallarını oldukça kısıtlayıcı tanımlamışlardı. Sadece 60 adet bina yapılabilirdi; Binalar, birbirinin deniz manzarasını ve güneş ışığını kesmeyecek şekilde yapılmak zorundaydı, binaların yüksekliği de belirlenen kriterlere uymak zorundaydı. Yollar ve geçitler doğanın içinde kaybolan bir şekilde tasarlanmalıydı.
Ekim 1900’de başlayan çalışmada dik bir topografyaya sahip arazi çeşitli seviyelere ayrıldı. Gaudi, çocukluğunda yaşadığı kırsal kesimde öğrendiği sulama sistemlerine dayanan su toplama ve depolama sistemleri tasarladı. Mevcut keçi boynuzu, zeytin ağaçları ve bitkileri korumaya ve yeni dikilen ağaçların mümkün olduğunca az su istemesine özen gösterdi. Ekolojik mimarinin öncülerinden Gaudi, yeni ağaçların dikilmesi ve büyütülmesi, yağmur sularının toplanarak yeniden kullanılması ve doğal yaşamın geliştirilmesine çok dikkat etmiştir. Hem bitki örtüsünün geliştirilmesi hem de yağmur sularının toplanması sayesinde ağır Akdeniz yağışlarının neden olduğu toprak aşınması önlenirken aynı zamanda mülk sakinleri tarafından ihtiyaç duyulan su da sağlanmıştır. Bugünkü yeşil ve çok güzel park alanı bu çalışmaların sonucudur.
Park Güell İnşasında Aşamalar
Kentin o bölgeye doğru genişlemesi, temiz havası, yakındaki otobüs durağı, tasarımcısının dönemin başarılı ve eşsiz çalışmaları ile dikkat çeken Gauidi olması vb. unsurların satışların olumlu etkileyeceği düşünülmüştü.
Gaudi, projede satılan iki villayı da kendisi tasarlamamıştır, projenin bütünsel tasarımını ve ana giriş merdivenini ve pazar alanını, buluşma ve park alanlarını, araç bekleme alanını, yolları ve viyadükleri yapmıştır. Gaudi'nin tasarladığı alanlar çok bariz bir şekilde belli olmaktadır. Gaudi Park Güell’in girişinde masalsı ve büyüleyici ve ana giriş kapısının iki yanında bulunan binaları – sol tarafta çalışanların kaldığı, bugün müze olarak kullanılan villası; sağ tarafta ise müşterilerin ağırlandığı, içinde telefon bulunan, bugünkü deyimle satış ofisi ile karşılaşmaktasınız. Yine hemen merdivenlerin sağında arabaların getirilmesini beklerken yağışlardan etkilenilmemesi amaçlı yapılan bekleme alanı bulunmaktadır.
Binaların önündeki geniş alandan merdivenlerden yukarı çıkarken parkın simgesi haline gelen, trencadi işçiliği ile yapılmış ejderha (the dragon), şelaleler ve yukarı çıkıldığında karşılaşılan 84 sütundan oluşan pazar yeri olarak kullanılması hedeflenen alanı görürsünüz.
Bu alanın üst kısmında da bütün Barselona ve deniz manzarasının seyredildiği projedeki yaşayanların bir araya gelebileceği sosyal alan olarak tasarlanmış, etrafı kıvrımlı uzun bankla çevrelenmiş alana gelirsiniz. Gaudi bütün çalışmalarında ergonomi, ekoloji, sosyoloji ve sürdürülebilirlik konularında en üst düzeyde detaylı çalışmalar yapmış bunları da sanatsal bir şekilde sunmuştur.
Gauidi, doğadan ilham alarak tasarladığı Park Güell’in tasarımında yumuşak dairesel köşeler, ağaçlara benzeyen sütunlar ve geçişlerden, bol ve farklı özellikteki ağaç ve bitkilerden oluşmaktadır. Arazinin çorak ve taşlık olmasından faydalanan Gaudi, arazideki taşları üzerinde kuş yuvalarının bulunduğu yollar, arkadların yapımında değerlendirecek şekilde tasarım yapmıştır. Gauidi, projede özellikle ekolojik mimari yaklaşımını uygulamıştı.
Projede iki villa inşa edilmiştir. İlk villayı, 1902’de Güell'in arkadaşı Avukat Martí Trias almıştır. Projede satışları hızlandırmak amacı ile Gaudi'nin yardımcısı Francesc Berenguer tarafından tasarlanan örnek villa inşaa edilmiştir. Güell'in önerisiyle Gaudi 1906 yılında hem havası çok temiz olan bu bölgede yaşamak hem de çalışmaları yakından kontrol etmek amacı ile babası ve yeğeni ile yaşamak üzere bu villayı satın almış ve taşınmıştır. 1907’de Eusebi Güell proje içinde yer almasını düşündüğü eski bir binayı (Casa Larrard) kendi yaşamak istediği malikhaneye dönüştürdü. Bugün devlet okuluna dönüştürülmüş bu malikhane ve projenin girişindeki geniş alan, projenin tanıtımı amacıyla Barselona’daki birçok kutlama ve sosyal etkinliğe ev sahipliği yapmıştır.
Villaların bulunduğu arazinin satışındaki karmaşık şartlar, projenin yüksek fiyatlandırılması, projenin tepede ve şehirden uzakta olması nedeniyle ulaşım zorluğu, o güne kadar zengin kesimin alıştığından farklı ve çok özgün özelliklere sahip olması projenin yeterince ilgi görmemesine sebep oldu. Birinci Dünya Savaşı nedeni ile ekonomik gücün azalması sonrası 1914’de çalışmalar bırakıldı. 60 villadan sadece ikisinin satılması ile arazi büyük bir bölümü boş kaldı; zamanla turistlerin de ilgisini çeken, ziyaret edilen bir bölge haline geldi.
Eusebi Güell’in ölümünden sonra mirasçıları parkı, 1922 yılında Barselona Kent Konseyi'ne satmayı teklif etti. 1926'da belediye parkı olarak açıldı ve Güell ailesinin malikhanesi Baldiri Reixac adlı öğretmenin adını taşıyan bir devlet okuluna dönüştürüldü.
Park Güell’in içinde yer alan Gaudi'nin evi müze olarak (Gaudí House Museum) 1963 yılında açıldı. Halen parkın büyük bir kısmı halka açık ücretsiz olarak hizmet vermektedir. Proje, 1969 yılında sanatsal bir anıt olarak tanınmış ve 1984 yılında UNESCO tarafından dünya mirası listesine dahil edilmiştir.
Şimdi siz karar verin proje başarılı mı oldu başarısız mı?
Güell ve Gaudi’nin doğaya olan sevgi ve saygıları, çok detaylı çalışmaları, pazarlama aktiviteleri ve arazilerini paylaşımları, Gaudini dehası bugün çalışmalarını çok farklı şekilde başarılı kılmıştır.
Park Güell'in hakkında aldığım bilgiler ve gözlemlerim, bana ülkemizin farklı bölgelerinde yapılan projeleri düşündürdü. Büyük finansal kaynağa ve başarılı bir mimar ile çalışılsa da talep, ulaşım olanakları, yer seçme ve fiyatlandırma gibi farklı parametrelerin de projelerin başarısını ne kadar çok etkilediğini düşündüm. Gayrimenkul projelerinde, projenin özellikleri ne kadar iyi tasarlanmış olsa dahi yerin doğru seçimi, ulaşım olanaklarının projeye olan talebe etkisinin tespiti ve en önemlisi fiyatlandırmanın doğru yapılmasının önemini çok net bir şekilde gösterdiği için Güell Parkı hakkında gözlemlerimi ve araştırmalarımı sizlerle paylaşmak istedim. Gayrimenkul projelerinin geliştirilmesinde disiplinler arası çalışma, pazar araştırması ve talebin analizi çok önemlidir. Ülkemizdeki gayrimenkul projelerin geliştirilmesinde sürecinde disiplinlerarası çalışmaların artması, bütünsel tasarım, pazarlama ve yönetim sürecinin projelerin planlama ve tasarım aşamasına dahil edilmesini, her unsurun tüm boyutları ile değerlendirilmesini ve bütün projelerin başarılı olmasını dilerim.
Hülya Uğuz Yedievli
Gayrimenkul Geliştirme Akademisi Kurucusu
Ekonomist, Gayrimenkul Geliştirme Uzmanı
Fotoğraflar ©Hülya Uğuz Yedievli
Şubat 2018 Barselona Teknik Gezi Notları
- 08-03-2019 Başarılı Sürdürülebilir Kentsel Dönüşüm Örneği Freiburg Vauban Projesi
- 25-12-2018 Sürdürülebilirliğin Sanata Dönüşmesi
- 08-11-2018 Enerji Nedir? Enerji Kaynakları Nasıl Sınıflandırılır?
- 05-03-2018 Gayrimenkul Projelerinde Suyun Tasarruflu Kullanılması Neden Çok Önemli?
- 10-11-2017 Sürdürülebilirlik ve Gayrimenkul Geliştirme İlişkisi
- 02-10-2017 Sürdürülebilirlik Kavramı Nedir?
- 14-05-2015 Gayrimenkul Geliştirme Akademisi ve Sertifika Programları