Zaman zaman bazı çalıştaylar yapılsa da bu çalıştaylara davet edilenler bakımından da her kesimin temsilcilerini genel olarak görmek mümkün olmuyor. Hal böyleyken uygulamaya nazaran yeterli olgunluğa erişmemiş veya o olgunluğu karşılayacak nitelikli alt yapı oluşmamış olduğu halde kanun veya yönetmelikler çıkabiliyor. Böylece göç gide gide düzeliyor ama öte yandan da yıka döke ilerliyor...
Kentsel dönüşüm de işte böyle göç giderken düzelir mantığı ile yola çıktı. Kah yıka döke hasar verdi maliklere kah yıkıp dökmediği için zarar verdi. Afet riskini azaltmak için çıkarılan bir kanun genel olarak kentsel dönüşüm kanunu olarak anıldı ve yapılan uygulamaların esasen yerinde dönüşüm uygulamaları olmasına rağmen kentsel dönüşüm olarak nitelendirilmesine sebep oldu.
Netice olarak gelinen noktada yepyeni bir kentsel dönüşüm algısı var ve biz de buna alıştık, sevdik kanıksadık. Şimdi bir binayı tek başına yıkıp yapınca “yerinde dönüşüm”, bir çok parsel veya adayı birleştirip, bölge veya mahalle çapında bir yıkım ve yapım olunca “kentsel dönüşüm” diyoruz.
Şimdilerde imar hakkı transferi hakkında yapılan çalışmaları da böyle eksik buldum ve son tahlilde algısı nasıl yerleşecek pek de emin değilim. Şimdilerde bir de bina tamamlama sigortası konusu çıktı ki aynı muallak haller bu hususta da geçerli...
İşte uygulamanın yaratacağı sorunlar göz önüne alınmaksızın çıkarılan kanunlar yüzünden kentsel dönüşüm de doğrudan veya dolaylı olarak her gün yeni bir tür sorunla karşılaşıp, insanları mutlu edeceğine mutsuz etmeye devam ediyor.
Bu hukuki sorunlar elbetteki çözümsüz değiller. Hele ki iyiniyet olursa hukuki sorun bile yok denilebilir ama ya iyiniyet yoksa?
Bu durumda insanlar üzüm yemekten ziyade bağcı dövmek kabilinden davranışlarla artık hukuku kötüye kullanmaya başladılar. Bu da, ya süreçleri uzatıyor ya bir sürü israfa sebep oluyor. Bazen firmaların batmasına, bazen insanların evli iken evsiz kalmasına sebep oluyor.
İşte tüm bunların, hukuk davaları dışında hızlı kesin ve etkili bir çözümü daha var. O da “ARABULUCULUK”!
Arabuluculuk Kanununun yürürlüğe girmesinden sonra, tıpkı avukatlık gibi yep yeni bir meslek olarak karşımıza çıkan “arabuluculuk”, ticari davalarda ve kentsel dönüşüm ile ilgili davalarda bir can simidi olacak nitelikte bir müessesedir. Gelgelelim ne yazıkki bu hususta yeterli adımlar atılmıyor.
İmar Hukuku, Gayrimenkul Hukuku ve İnşaat Sektörünü iyi bilen “arabulucu” yetki belgesine sahip hukukçuların gözetiminde tarafların avukat veya temsilcilerinin katılımı ile daha hızlı alınan kararlar sayesinde mahkemeler kadar malik ve müteahhitlerin de yükleri hafifleyecektir. Arabulucu huzurunda yapılan bu anlaşmalar aynı zamanda icra edilebilirlik şerhi koyularak “ilam” yerine de geçebilmektedir.
Taraflar kendilerini bir hukukçu nezaretinde ifade edebilecekler, gerekirse birlikte gerekirse ayrı ayrı olmak üzere arabulucuya isteklerini ifade edebilecekler. Herne kadar Arabulucu’nun mahkeme gibi şahit dinleme veya bir kurumdan belge isteme gibi yetkisi olmasa da, faaliyete katılan tarafların kendi sundukları belgeleri elbetteki hazırlayacağı arabuluculuk faaliyet belgesinde değerlendirebilecektir. Örneğin teknik şartnameler üzerinde taraflar kendi temsilcileri ile örneğin mühendislerinin ve aukatlarının sunduğu çalışmalar ile Cezai şartlarını, taleplerini v.s. daha özgürce belirleyebilecekler. İpoteklerin ve feklerinin tesisini de bunları kurmak ve kaldırmak için yetkilileri de kendi belirledikleri şartlar içerinde mahkeme ilamı vasfında bir belge ile resmi bir hale getirmiş olacaklardır.
Çünkü tarafların Arabulucu huzurunda anlaşması halinde konuya ilişkin arabulucuk faaliyeti kaleme alınarak ilgili mahkemede icra edilebilirlik şerhi koyularak, mahkeme ilamı vasfı ile yürürlüğe koyulabilmektedir.
Ancak ne yazıkki bu müessesenin iyi tanınmaması nedeniyle insanlara kabullendirilmesi pek de kolay olmuyor. Gayrimenkul ve Kensel dönüşüm üzerinde çalışan biri olarak olarak canı gönülden inanıyorum ki, bir kaç öncünün bu uygulamayı benimsemesi ile kentsel dönüşümün önündeki, duygusal(!) konulara takılmış sorunlar bile hızla çözülecektir.
Bu tarz davalara bakan hakimlerin bu davaları evvela arabulucuğa yönlendirmelerini temenni ediyor ve tüm taraflar açısından daha faydalı görüyorum.
- 02-02-2018 Maliklerin Müteahhit Seçme Süresi Uzadıkça Sorunlar Başlıyor
- 30-01-2018 Mahkeme Sürelerinin Kentsel Dönüşüme Etkisi ve Yaşanan Mağduriyetler Nelerdir?
- 25-02-2016 Kentsel Dönüşümde 2016 Kira Yardım Miktari Arttı
- 18-02-2016 Tapu Sicilinin Yanlış Tutulmasından Doğan Zararlardan Devlet Sorumludur
- 25-01-2016 Depozito Nedir? Neden Alınır? 2016-01-25
- 21-01-2016 Tapu Tahsis Belgesi Nedir?
- 18-01-2016 Emsal Nedir?Emsal Değeri Hakkında Bilmeniz Gerekenler!
- 13-01-2016 Kiracı Depozitoyu Kiraya Sayabilir Mi? 2016-01-13
- 08-01-2016 Mirascılık Belgesi (Veraset Belgesi) Nasıl Alınır 2016-01-08
- 04-01-2016 Kentsel Dönüşümde Kira Yardımı Nasıl Alınır?2016-01-04
- 25-12-2015 Kira Sözleşmesinin Tapuya Şerhi Nedir?Nasıl Olur?
- 25-12-2015 Tapu Kaydında İsim Düzeltme Nasıl Olur?
- 30-11-2015 Aile Konutu Şerhi Hakkında Bilmeniz Gerekenler 2015-11-30
- 05-10-2015 Kentsel Dönüşüm\'de Arsa Payı Düzeltme Nedir 2. Bölüm
- 05-10-2015 Kentsel Dönüşüm\'de Arsa Payı Düzeltme Nedir 1. Bölüm
- 05-10-2015 Tarihi Eserlerde Kentsel Dönüşüm 2015-06-15
- 09-05-2015 Sağlıklı Bir Kentsel Dönüşüm İçin Devlete Düşenler Nelerdir ?
- 23-04-2015 Kentsel Dönüşümde Prensipler 2015-04-20
- 08-04-2015 Kiralama
- 06-02-2015 İmar Hakları Transferi ve Sertifikası
- 09-12-2014 Bina tamamlama sigortasi nedir? Ne değildir?
- 26-11-2014 Kentsel Dönüşüm Kentsel Dövüşüm Olmasın