İnşaat Sektörü ve yanal sektörler bir anlamda Eylül’ü bekliyordu. Eylül yalnız İnşaatın ve yanal sektörlerin değil, Yazın dönemsel sektörlerin dışında hemen tüm sektörlerin canlandığı aydır. Ama piyasa durgun. Peki ama neden? kısaca bir göz atalım.
Son 4-5 aydır Türkiye’nin gündemindeki en önemli madde Seçimdi. Seçim için tonlarca para harcandı. Sonunda seçimimizi yaptık peki ama piyasaların açılması gereken Eylül ayında neden halen işler durgun. Dünya artık çeşitli kolları olan çok yönlü Global bir ekonomi haline geldi. Öyle ki 2001 krizinin ardından yaşanan 2008 krizi tüm Dünyanın belini büktü. Detaylara inmeden çok özetle 2001 Krizini ihracat, 2008 krizini ise Bankacılık sistemimizin güçlü olmasıyla atlattık. Dünya’da ortalama 5-8 yılda bir büyük yada küçük finansal bir kriz yaşanıyor. Her defasında da bu krizlere mutlaka Amerika’nın bir müdahalesi oluyor. Şu an Türkiye’nin hatta Dünyanın’da yaşadığı ama adı konmamış sessiz bir kriz yaşıyoruz. 15 Eylül Haftası Gözümüz kulağımız FED açıklamaları olmuştu. Dolar son 6 aydaki en yüksek seviye ye ulaştı ve arada soluklansa da bu yükselişin kararlı bir şekilde artacağı gözüküyor. Dolardaki bu artış yalnız TL bazında da değil tüm dünya ölçeğinde yaşanıyor. Kredi derecelendirme kuruluşları Türkiye dahil onlarca ülkenin notunu düşürüyor. Ukrayna ve Rusya’daki durum belli ve Rusya son dönemlerde yaptığı Altın Stoğu’nu bozdurmaya başladı. İngiltere’de İskoçlar ağırlıklı ekonomik sebeplerden İngiltere’den ayrılmadı. Dünyanın başına bizim se hemen yanımıza IŞİD gündemi oturdu. Dünyanın en büyük 2. Ekonomisi Çin en büyük 5 bankasına takviyede bulundu ama bundan sonrasının gelmeyeceği yada beklenen oranda gelmeyeceğinin sinyallerini verdi. Özetle evet Dünya sessiz bir krizde ve bu durumdan tek güçlenen ülke Amerika gözüküyor.
Duruma biraz da bizim cephemizden bakalım. Özellikle 2008 krizinden güçlü çıkan Türkiye kendi dinamikleri ve ihtiyaçları doğrultusunda ve konjektürel yapısına bağlı bir büyüme sergiledi. Lokomotif sektörlere yatırım tam gazdı. İnşaat bunlardan en önemlisiydi. Markalı Konut sektörü doğdu. Tabi ki tek etmen ekonomik şartlar değil. Türkiye’nin Deprem kuşağında olması Gölcük depremi ve diğerleri sayılabilir. İnşaat ve güçlü finans yapısı tamam, ama Türkiye’nin atladığı önemli bir nokta vardı “Sanayi”. Bugün gelişmiş tüm toplumlarda sanayinin çok kuvvetli olduğu ve hepimizin bildiği marka değerlerinin ne kadar ön planda olduğunu görürüz. Peki Türkiye’nin sanayisi yok mu? Hakkını yemeyelim. Özellikle İstanbul’dan Ankara’ya aracınızla gittiğinizde sağlı sollu onlarca fabrika ve üretim tesisleri görürsünüz bu Buzdağının görünen kısmı. Başta batı illerimiz başta olmak üzere Türkiye’nin pek çok yerine dağılmış binlerce fabrikanın arı gibi çalıştığını biliyoruz. Soru şu yeterli mi? Malesef hayır. Türkiye’nin markalı ürünlerinin henüz yeteri kadar gelişmediğini ve katma değerli ürünler konusunda ise çok zayıf kaldığımızı söylemek yanlış olmayacaktır. Buna işin PR kısmı dersek diğer kısımda istihdamın bu alanda yaratılması gerektiğidir. Bugün siyasetin uzun soluklu gündemine bakacak olursanız Devletinde artık bu konuya eğildiği görebilirsiniz. Eğer konunun gerçekten üzerinde durulur sözde kalmaz ise etkilerini bugün göremesek bile önümüzde 5-10 yıl içinde rahatlayacağımızı söyleyebiliriz.
Genel bir toparlama yaparsak 2008’de Amerika’da Mortgage Kriziyle başlayan süreç bu güne kadar doların bilinçli güç kaybetmesi ve tüm dünyanın ekonomik olarak genel bir yavaşlama, durma yada az büyümesiyle sonuçlanmıştı. Bugün Çin ekonomisi büyüme hedefi olan %7,5 rakamını tutturamayacağa benziyor. Türkiye’deki Enflasyon artmış durumda ve Enflasyonun önemli bir kısmı Gıda dan kaynaklı olduğundan Merkez bankasının müdahaleleri ancak Finansal kesimlerde etkili olabilecek realite de Enflasyon devam edecektir. FED’in açıklamalarından gördüğümüz kadarıyla da Faiz arttırımı devam edecek. Buna bağlı olarak ta yalnız Türkiye değil tüm dünya etkilenecek gibi gözüküyor. Özetle FED Çalacak biz oynayacağız.
- 25-04-2018 Bahçekent Hayat Park’a En Yakın AVM “Cadde Flora” Hayata Geçiyor
- 05-02-2018 Alternatif Yatırım Güneş Enerji Santrali
- 25-11-2015 Isı Yalıtımıyla Enerji Tasarrufu
- 25-11-2015 Kentsel Dönüşümde onlinebinam.com ile Artık Binanız Online
- 19-04-2015 Bağdat Caddesi Kentsel Dönüşüm Tekliflerinde Profesyonel Destek
- 25-03-2015 DKY Kartal Her Şeyin Bir Tık Fazlası ile Geliyor
- 05-10-2015 Kentsel Dönüşüm Meydan Muharebesi
- 11-02-2015 Yeni Bir İş Kolu: Bina Yenileme ve Kentsel Dönüşüm Danışmanlıkları
- 10-02-2015 Yüzde 15 devlet katkısında asıl düşünülen vatandaş mı?
- 08-12-2014 Sektördeki balon hangisi? Rakamlar mı, sözler mi?
- 14-11-2014 Nidapark Seyrantepe Tahincioğlu Ayrıcalıklarıyla Yükselecek
- 23-10-2014 Kağıthane Ofis Pazarına Dap Holding’ten Dap Vadisi Ticari Projesi
- 21-10-2014 Romen VP Holding ve Emir Invest Birleşerek AKVPH Olarak Faaliyetlerine Devam Edecekler
- 15-10-2014 Gaziosmanpaşa Kentsel Dönüşüm Projeleri Başladı
- 22-09-2014 17 Ağustos Depreminden Sonra Kentsel Dönüşümde Nerdeyiz
- 22-09-2014 Göktürk’e Mimar Hakan Kıran İmzası “Larus Loft”
- 22-09-2014 Kentsel Dönüşüm Sürecinde Hem Yapısal Hem Kanuni Olarak Gidilecek Çok Yol Var
- 22-09-2014 Fikirtepe’ye Selimoğlu, Vartaş, Rochel Ortaklığından Businist Office Projesi